Yeni bir oyun hazırlığı içerisindeki küresel güçler tüm aktörlerini ve piyonlarını hazırlamış olacak ki dün itibariyle oyunun startı verildi. Dünyanın yeni olaylara gebe olduğunu hepimiz az çok sezinleyebiliyorduk. ABD başkanı trump’ın, Suudi kralını ziyareti orta doğu da yeni mağdurlar ve yeni savaşlar başlayacağının sinyali gibiydi. ABD ile 280 milyar dolar tutarında bir dizi iş birliği ve mutabakat zaptı imzalandı. Bunun 100 milyar dolarlık kısmı silah anlaşmasıydı. Dünya basını bu silah anlaşmasının altını özellikle çizdi. Hiç kimse sormadı Suudi Arabistan bu milyar dolarlık silah yatırımını ne yapacak ve nerde kullanacak. Suudi Arabistan da savaş varda bizim haberimiz mi yok? Ya da Terör örgütleri ile başı belada mı? Elbette bunların hiç biri değil. Çünkü orta doğu kardeşkanına doymadı.

Olay tamamen ABD ve İsrail güdümünde orta doğu da büyük devlet kurma çabaları. Dün seçimlerde Daeş ve Işıd Barack Obama   tarafından kuruldu diyen Trump bu gün aynı terör örgütlerini yok etmek için Suriye de Pkk nın uzantısı Pyd ve Ypg ye milyon dolarlık silah yardımı yapıyor. Terör örgütünü başka bir terör örgütüyle terbiye etmeye çalışıyorlar. Tabi yersen…

Koca dünya ülkeleri kolektif bir şekilde hareket ederek terör gruplarını kökünü kazıyıp atamıyorsa, varın siz düşünün acizliklerini… Ama kazın ayağı öyle değil. Dünyanın yeni savaş stratejisi terör grupları üzerinden şekilleniyor artık.

Mademki amaç Suriye de terör gruplarını yok etmek, kökünü kazımak, Fırat Kalkanı operasyonu ile çok kısa sürede 30 bin kilometrelik bir alanı temizleyen Güvenlik kuvvetlerimizin ilerlemesine niye izin verilmedi. Bak işte istediğiniz gibi birileri bu temizliği gayet güzel yapıyor. Ama oyun büyük, orta doğu küçük ve yalnız…

 En sonda dün KATAR’IN terör örgütlerine destek verdiğini bahane ederek başta Müslüman Arap ülkeleri olmak üzere ABD planlı yeni senaryoyu sahneye koydular. Hiçbir konuda bir araya gelemeyen Arap Ülkeleri biran da ABD öncülüğünde KATAR’A karşı birlik olup tüm yaptırımlarını devreye soktu. Bir anlamda KATAR’A ince bir balans ayarı veriyorlar. Hedef kim peki?  Hedef İran- Hedef Yemen…

Yapılan yaptırımların amacı gerçekten terör örgütlerine destek veren ülkeye karşı bir serzeniş ve yola getirme çabası ise, bu yaptırımın önce ABD ülkesine yapılması gerekir. Bu konuda ABD bu desteği göstere göstere aleni, bir şekilde yapıyor ve yapmaya da devam ediyor.

ABD ile müttefikiz ama iş Suriye konusuna geldiğinde karşımızda, Rusya ile müttefikiz ama iş İran konusuna geldiğinde karşımızda, İsrail ile normalleşmeye başladık ama iş Filistin ve Mescidi Aksaya geldiğinde karşımızda. Kısacası kim kimin dostu, kimin düşmanı belirsiz. Şimdilik durumu ülke çıkarları belirliyor.

Bu çıkarlar doğrultusunda bir Basra Körfez savaşı çıkabilir. Ya da bu gün ABD’nin orta doğu da her konuda en büyük destekçisi olan Mısır ‘da olduğu gibi, Suudi Arabistan’da da  bir gece de saray içinde kansız bir darbeyle yönetim değişikliği olabilir.

Ne de olsa Orta Doğuda sözde Arap baharı sürüyor. Tunus ta ilk ayaklanmalar çıktığında bu bir devrimdir diyenler, bu gün Irak ve Suriye’yi göz önüne aldıklarında halen devrimdir diyebiliyorlar mı? Acaba… Ayrıca ABD’nin 195 Ülkenin imzaladığı ve ABD’nin öncülük ettiği Paris anlaşmasını tanımaması da Dünyanın yeni şımarık çocuğunun ABD olacağının bir kanıtı gibi.              Hoşça ve Dostça KALIN…