Her şeyi birbirine karıştırdık. Doğruyu yanlışa, Beyazı karaya, iyiyi kötüye, haklıyı haksıza, hakikati yalana.
İki gün önce bir haber izledim. Kendisini Albay olarak tanıtan bir şahsın çeşitli alanlarda faaliyet gösteren iş adamlarına bağlı olduğu birlikte ihale dağıtıcı komutan olarak tanıtarak 5 adamını 500 bin lira dolandırmış ve en son iş adamından birkaç defa üst üste para istemesinden şüphelenen iş adamının şikâyeti ile tutuklanmış. 5 İş adamı mağdur oldukları gerekçesi şikâyetçi olmuşlar.
Dedim ya her şey birbirine karıştı diye. İşte tamda bu konuda verilebilecek yaşanmış bir örnek. Sahte albay kimliği ile dolandırıcılık yapan bir şahıs ve bu şahsa devletin ihalesini almak için el altından rüşvet veren vermeye teşebbüs eden 5 kişi. Sahte Albayın suçlu olduğu tartışma götürmez bir gerçek. Yalnız burada mağdur olanı bulmak çok zor işte.
Eğer bu olay bir dolandırıcılık amaçlı olmasaydı, bu iş adamları ihaleye fesat karıştırarak el altından para ödeyerek ihale almış olacaklardı. Aldıkları ihaleden kendilerine ne kadar kar payı kalacağını yani ihalenin nasıl bir fahiş fiyatla ihale edildiğini dolandırıldıkları tutardan yani 500 bin liradan belli. Bu olay doğru olsaydı, devletin nasıl bir alavere dalavere ile zarara uğratıldığını bir düşünün. Bu iş adamları hiç düşünmeden bu paraları verdilerse el altından ihale almak alışılmış bir şey demektir. Yani gerçekte de var demektir. Şimdi bu adamlar mağdur sıfatıyla Hâkim karşısına çıkacaklar.
Hani son dönemlerde sıkça rastladığımız, ÖSYM ve Kpss sınav sorularını el altından alarak üniversite bitiren, memur olan ve yıllarca hak etmedikleri maaşları aldıktan sonra fetö den ihraç edildiklerinde bu örgüt tarafından kandırıldıklarını ve mağdur edildiklerini söyleyen kişiler gibi.
Birde öz kardeşimizden esirgeyerek bankaya yatırdığımız ve dolandırıcılar tarafından hesaplarınız terör örgütü tarafından ele geçirildi yalanıyla telâşe kapılıp kandırılanlar, bankaya yatırdığınız paraların nerede kimler tarafından kullanıldığını biliyor musunuz ki hemen kanıyorsunuz. Kaldı ki bankaya yatırmış olduğunuz para bankanın sorumluluğundadır.
Yok, eğer burada derdiniz isminizin terör örgütüyle ilişkilendirilmesi ve başınız derde gireceği korkusuysa ve örgütle bir bağlantınız yoksa bu korku niye. İfadenizin alınmasından mı korkuyorsunuz? Yoksa adalete mi güveniniz yok? Devletinize mi?
Her şey öylesine birbirine girmiş ve hayat bizi öyle bir sınavdan geçiriyor ki, Şeriatın gelmesini istemeyen kişiler avazı çıktığı kadar şeriat diye haykırıyor. Fakat haykırdıklarının şeriat olduğunu bilmeden. Hani şu 9 yaşındaki kızına tecavüz edilen babanın kızına tecavüz eden adamı öldürmesini hatırlayın. Ateistinden tutun da deistine varana kadar herkes sosyal medyadan ve STK’lar aracılığıyla babanın tutuklanmayıp serbest bırakılması için kampanyalar başlattılar. Ya kardeşim sizin başlattığınız kampanya karşı çıktığınız şeriat işte.
Hep aç gözlülüğümüzün mağdurlarıyız. Hep daha fazlasını daha fazlasını istemekten bu haldeyiz. Bizi hep aynı yerden vuruyorlar. Açgözlülüğümüz ve dünya hırslarımız. Hırsızlar bile zaaflarımızdan yararlanarak bizi soyuyorlarsa sözün bittiği yerdeyiz demektir. Beleşten ismimize konuyoruz. Daha fazlası niye? Dünya hayatı sınırlı öyle ya da böyle geçer. Ya ilahi adalet.
Hoşça ve Dostça KALIN…