Erdoğan, Trump'ın "52 yılın ardından ABD için Golan Tepeleri'nde İsrail egemenliğini tamamen kabul etmenin zamanı gelmiştir" demesini eleştirerek, "Dün Amerika Başkanı Trump'ın Goran Tepeleri ile ilgili talihsiz açıklaması bölgeyi yeni bir krizin, yeni bir gerilimin eşiğine getirmiştir. Golan Tepeleri 1967'de bu yana İsrail'in işgali altında bulunmaktadır. 1967 senesindeki İsrail işgali sadece bölgedeki Arapları değil Türkmenleri de kendi topraklarından göçe zorlamıştır. Türkiye'nin ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın hassas bir meselede sessiz kalması emrivakilere boyun eğmesi düşünülemez. Golan Tepelerinin işgalinin meşrulaştırılmasına asla izin vermeyiz. Veremeyiz. Bununla beraber Müslümanların huzurunu bekasını hayat hakkını hedef alan her kritik hadise her saldırı biz ve teşkilat için önemlidir. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın İslam Dünyası ile tüm insanlığın geleceğini tehdit eden olaylar karşısında bigane kalması kayıtsız kalması düşünülemez. Bu hassas süreçte doğrudan bizi ilgilendiren hususlarda daha aktif daha girişken olmamız mesuliyet üstlenmemiş gerekiyor" dedi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

"DAVETE ÇOK KISA SÜREDE İCABET ETTİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Yeni Zelanda'daki arzu edilmeyen terör saldırısı nedeniyle İslam İşbirliği Toplantısı'nı acil olarak topladık. Yeni Zelanda halkına menfur eylemden dolayı taziyelerimi iletiyorum. Davete çok kısa sürede icabet ettiğiniz için her birinize ayrıca teşekkür ediyorum

"TRUMP'IN TALİHSİZ AÇIKLAMALARI BÖLGEYİ KRİZİN EŞİĞİNE GETİRMİŞTİR"

Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısında ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail işgali altındaki Suriye toprağı Golan Tepeleri için Twitter'dan yaptığı açıklama ile ilgili konuştu. Erdoğan, Trump'ın "52 yılın ardından ABD için Golan Tepeleri'nde İsrail egemenliğini tamamen kabul etmenin zamanı gelmiştir" demesini eleştirerek, "Dün Amerika Başkanı Trump'ın Goran Tepeleri ile ilgili talihsiz açıklaması bölgeyi yeni bir krizin, yeni bir gerilimin eşiğine getirmiştir.

"BUNA ASLA İZİN VERMEYİZ"
Golan Tepeleri 1967'de bu yana İsrail'in işgali altında bulunmaktadır. 1967 senesindeki İsrail işgali sadece bölgedeki Arapları değil Türkmenleri de kendi topraklarından göçe zorlamıştır. Türkiye'nin ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın hassas bir meselede sessiz kalması emrivakilere boyun eğmesi düşünülemez. Golan Tepelerinin işgalinin meşrulaştırılmasına asla izin vermeyiz. Veremeyiz. Bununla beraber Müslümanların huzurunu bekasını hayat hakkını hedef alan her kritik hadise her saldırı biz ve teşkilat için önemlidir. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın İslam Dünyası ile tüm insanlığın geleceğini tehdit eden olaylar karşısında bigane kalması kayıtsız kalması düşünülemez. Bu hassas süreçte doğrudan bizi ilgilendiren hususlarda daha aktif daha girişken olmamız mesuliyet üstlenmemiş gerekiyor" dedi.

"BİZ SESİMİZİ YÜKSELTMEDİKÇE..."

Yeni Zelanda saldırısı buz dağının görünen yüzüdür. Müslümanları hedef alan ne ilk ne de son saldırıdır. Sorunları halının altına süpüremeyiz, sorunlardan gizlenerek kurtulamayız. Biz görmezden geldikçe sorunlar katlanacaktır. Sesimizi yükseltmedikçe batılı hükümetler konforlarını bozmayacaktır. Gördüğümüz sıkıntıları dile getirmeli, çözüm yollarını beraberce aramalıyız. Sadece kendimiz için değil çocuklarımız için de bunu yapmalıyız. Bir daha benzer acılar yaşanmasın, camilerimiz kan gölüne dönmesin.

"SOSYAL HASTALIKLARI YOK SAYARAK TEDAVİ EDEMEYİZ"

Sorunları halının altına süpürerek çözemeyiz. Sosyal hastalıkları yok sayarak tedavi edemeyiz. Problemlerden kaçarak, saklanarak, gizleyerek kurtulamayız. Bizi ve tüm insanlığı tehdit eden meseleleri sükutla geçiştiremeyiz. Bilakis biz görmezden geldikçe sorunlar katlanacaktır, büyüyecektir

"KARŞIMIZDA İSLAM DÜŞMANLIĞI, MÜSLÜMAN NEFRETİ VAR"

İslamofobi ya da aşırı sağ dediğimiz akımlar politik akım olmaktan çıkmıştır. Karşımızda açıkca bir İslam düşmanlığı, Müslüman nefreti vardır. Bu sadece akademik çalışmaların konusu olmaktan çıkmıştır. Bu tehdit artık güvenlik birimlerinin de sokaktaki vatandaşın da meselesidir. Uluslararası toplum nasıl tepki veriyorsa aynı güçlü tepkiyi Neonazi saldırıları karşısında göstermelidir. Nefret suçlarını önemsizleştirmenin hiç kimseye faydası yoktur. Irkçı Medya kuruluşlarının Neo-Nazi söylemlerine, Türk-İslam düşmanlarının baskılarında da boyun eğmeyiz. Tıpkı DEAŞ gibi Eş-Şebab, PKK gibi Neonazi örgütleri de terör yapılanması olarak ele alınmalı bu şekilde değerlendirilmelidir. Şu anda karşımızda açıkça bir İslam düşmanlığı vardır, Müslüman nefreti vardır. Bu mesele sadece siyasetin, sivil toplumun, sadece akademik çalışmaların araştırma kuruluşlarının konusu olmaktan çıkmıştır. Bu tehdit, artık güvenlik birimlerinin, devlet adamlarının, sokaktaki vatandaşın da meselesidir

"YÜKSELEN İSLAM DÜŞMANLIĞIYLA..."

İnsanlık holokost felaketi sonrası nasıl antisemitizmle mücadele etmişse yükselen İslam düşmanlığıyla da aynı kararlılıkla mücadele etmeli

"YENİ ZELANDA HÜKÜMETİNE TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Yeni Zelanda makamlarına ve halkına teşekkürü bir borç biliyorum. Başbakan başta olmak üzere hükümete olay karşısında gösterdikleri kararlı duruş için şahsım, ülkem ve teşkilatım adına teşekkür etmek istiyorum. Tepki, sergilenen empati tüm dünya liderlerine örnek olmalıdır. Bu vahşi terör eyleminin unutulup gitmesine müsade etmemeliyiz. Elbette terör saldırısını gerçekleştiren caninin adını anmamalıyız ama bu teröristin tüm bağlantılarını ortaya çıkararak aynı hevesleri taşıyanlara çok güçlü bir mesaj vermeliyiz.

"GÜÇLÜ BİR MEKANİZMAYA İHTİYAÇ VAR"

10 yıllık eylem planında İslam düşmanlığı konusuna yer vermiştik. Maalesef olması gereken düzeyde bir çaba sergilenmiyor. Güçlü bir mekanizmaya ihtiyaç var. İslam düşmanlığını BM ve AB gibi platformalar taşıyarak paydaşlarımızın sayısını artırmalıyız. İslam dünyasının ortak geleceğini tehdit eden meselelerde kısa vadeli çıkarlar orta ve uzun vadeli menfaatlerin önüne geçmemelidir. Her türlü katkı vermeye hazırız."

Toplantı kapsamında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla aile fotoğrafı çektirildi

Yeni Zelanda'da İki Camiye Yönelik Terörist Saldırı ve Müslümanlara Karşı Nefret ve Tahammülsüzlükle Mücadele Konusunda İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Düzeyinde Açık Katılımlı Acil İcra Komitesi Toplantısı'nda aile fotoğrafı çekildi.

The Grand Tarabya'da düzenlenen toplantıda, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan katılımcılara hitap etti.

Konuşmanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters, İİT Genel Sekreteri Yusuf bin Ahmed el-Useymin, İİT Kadın Danışma Konseyi Başkanı Esra Albayrak, üye ülke ve kuruluşların temsilcilerinin katılımıyla aile fotoğrafı çekildi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, fotoğraf çekiminin ardından üye ülke temsilcileriyle sohbet etti.